3 Ağustos 2010 Salı

Burcu Merhaba, Ben Emre, Birazdan Çıkıyorum Ofisten.

Burcu Merhaba,

Bugün annem durumumu sordu Windows Live Messenger'dan. "Alo Burcu nasıl gidiyor gelişme var mı?" dedi. Disleksi değil ama nedense mütemadiyen karıştırıyor böyle. "Yanlış numara oldu sanırım, Burcu diye biri yok burada." dedim. Birkaç saniye sonra jeton düştü ve güldü. Tanısan seversin ama tanımamakta fayda var. Anne neticede, herkeste bir parça var; Amerika'yı yeniden keşfetmek gibi oluyor bir anneyle tanışmak. Mesela benim seçme şansım olsa tanımazdım. K-Pax'teki gibi anonim çocuk olmak güzel bence.

Bilmiyorum çekimlerden sonra sen de aynı hisse haiz oluyor musun ama benim, 19.30'da başlayıp 2 saat sürmüş toplantıdan sonra çöktüğüm sandalyemden kıpırdayasım gelmiyor. Hala bu akışa anlam vermeye çalışıyorum. "Galiba dünyayı kurtarıyorum." falan diyorum bazen. Kurtarmadığımı bildiğim halde herkesin hayatı bana bağlıymış gibi çalışmaya devam ediyorum. Senin "Dürüye'nin Güğümleri"nde oynaman gibi. Ne çok ortak noktamız var değil mi?

Zaten şu sıralar bir sana karşı boş değilim, bir de şu 25 liraya aldığım masaüstü vantilatöre. Senin kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Sevgim sıradanlaşmasın, hep layıkıyla sevebileyim diye 2. kademede çalışırken aniden kapatıyorum. O an aslında ne kadar değerli bir şey olduğunu hatırlıyorum ve onu çok seviyorum. Hatta kutunun üstünde gri işaretli diye almıştım, eve geldiğimde mavi işaretli kutuyu aldığımı fark etmiştim ve suratım düşmüştü ne aptalım diye. Oysa mavi de olsa, çok kısa bir zamanda, belki biraz da zorla, gayet iyi de anlaştık. Çok utanıyorum o tavrımdan. Mutluluk bu kadar ucuz bir şey işte. Sadece 25 lira. Keşke 2 senelik garantinin kapsamında olaydı.

Ofiste kimse kalmadı. Yukarıda plazanın güvenliği var sadece. Bütün gün yakıp kavuran sıcaklık yerini akşam esintisine bıraktı, masamdaki kahvaltıdan kalma susamları temizliyor. Kont adında bir köpek var bahçemizde. İsmine kanma, görünüşü Drakula'dan çok Adnan'ı andırıyor. O havlayıp duruyor. Ofisten çıktığımda 5 adım önümden yürüyüp beni otobüs durağına kadar bırakacak. Aklın bende kalmasın. Bindiğim otobüsün plakasını da alıyor sanırım. Benimle ciddi düşünüyor gibi. Rencide etmeyecek şekilde biraz senden bahsettim ama haliyle bir yere kadar anlıyor tabii. Kendine iyi bak. Görüşürüz.

Ben Emre.

9 yorum:

  1. hmm...

    "vantilatör" harika bi metafor olmuş

    YanıtlaSil
  2. adam aşık beyler

    YanıtlaSil
  3. senin bu ısrarların karşısında taş olsa çatlar.
    burcu da taş gibi bi ablamız olduğu için bu iş olur bence. şimdiden çok yakıştığınız, allah yolunuzu daim etsin.

    YanıtlaSil
  4. merhaba burcu ben de arzach, emre'den daha yakısıklıyım. istersen tanısalım

    YanıtlaSil
  5. merhaba burcu ben emre'yi bin yıldır falan tanıyorum. ço iyi bi insandır. mükemmele çok yakın uzun boylu ve de yakışıklıdır. iyi huyları arasında enayilik de vardır tabii. fena halde iyi kalplidir. nütün kadınlara kendi kızkardeşine davranılmasını istediği gibi davranır. bunca yıllık kankalığımız boynca hiç bir kadına öküzlük ettiğine şahitlik etmedim. hatta 'o da insan' diye aptalca empati kurduğuna şahit oldum bol bol.

    burc emre'den iyisini belki kasarsan bulursn yani daha zengin daha yakışıklı daha şapşal sldkfj ama bu kaa eylenmeyeceğine eminim kendi adıma.

    emre lan özledim bu arada.

    öperim gıdıdan

    YanıtlaSil
  6. Emre sen gerçek bir piçsin, adeta güldüm.

    YanıtlaSil
  7. emre sen kocaman bir çılgınsın.

    burcu.

    YanıtlaSil
  8. biri benim için böyle uğraçacak mutlaka ulaşır en azından bi teşekkur ederdim.. burcu ablamız ayıp ediyor :)

    YanıtlaSil